-Av. Abbas DOĞAN

HATALI AŞI İDDİASI

AŞI ÖNCESİ GEREKLİ MUAYENELERİN
YAPILIP YAPILMADIĞI

BİLİRKİŞİ RAPORU

Davacı; davalının hatalı aşı uygulaması ile toplam 160 adet keçisinin öldüğünü ve zarara uğradığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkeme’ce hükme esas alınan Bilirkişi Raporu’nda, yapılan aşılamanın sürüdeki hasta ve inkübasyon dönemindeki keçilerin hastalık şiddetini artırarak 1-3 gün içinde toplu ölümlere sebebiyet vereceği, aşının hastalık belirtisi gösteren hayvanların mevcut olduğu sürülere yapılmasının hatalı olduğu bildirilmiş ve toplam 160 adet keçinin olay tarihi itibariyle değerleri ile masraflar toplamına karar verilmiştir.

Ancak davalı tarafça hükme esas alınan rapora karşı hayvanların ölümü ile aşı yapılması arasında illiyet bağı olmadığı ve aşı yapılmadan önce gerekli muayenelerin yapıldığına dair itirazda bulunulmuştur. Bu itirazlar doğrultusunda Ek Rapor veya bir Bilirkişi Heyeti’nden yeni rapor alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.

Mahkeme’ce, Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyeleri’nden oluşacak üç kişilik Bilirkişi Heyeti’nden, önceki Raporlar’ın değerlendirme ve eleştirisini içerir şekilde, denetime elverişli, olayın özel niteliğine göre yeterli gerekçeyi ihtiva eder, hayvanların yapılan aşı nedeniyle ölüp ölmediğinin açıkça ortaya konduğu ve davalının aşı öncesi gerekli muayeneye yapıp yapmadığı, muayene yapmışsa teşhiste veya tedavide ihmalinin olup olmadığı belirlenecek şekilde, davalının kusur durumunu da gösterir açıklıkta rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru değildir.

HAYVAN HASTANELERİ

YÖNETMELİĞİ’NİN 15. MADDESİ BİLİRKİŞİ RAPORLARI ARASINDAKİ ÇELİŞKİ

BÖLÜŞÜK KUSUR

Dairemiz 11.6.2015 tarih ve 2014/26876 Esas 2015/19276 Karar sayılı bozma İlamı’nda; Teknisyen tarafından ata müdahalede bulunma yetkisi bulunmadığından ve Hayvan Hastaneleri Yönetmeliği 15. Maddesi’ne göre, ruhsatlandırılan bir sağlık kuruluşunun 24 saat hizmet vereceği ve en az bir Veteriner Hekim’in gece nöbeti tutacağı ve nöbetçi hekime yardımcı sağlık hizmetleri personeli ile yardımcı personelin eşlik edeceği hükmü gereğince davalının kusurlu olduğu, ancak davalının kusurlu eylemi nedeni ile oluşan zararın tazminine karar verebilmek için, hukuka aykırı kusurlu bir eylem sonucu bir zararın doğması ve hukuka aykırı kusurlu eylem ile zarar arasında illiyet bağının olması gerektiği, illiyet bağının varlığı halinde zarar verenin zararı gidermekle yükümlü olduğu, ancak ödenmesi gereken zararın kapsamı belirlenirken, tarafların zararın oluşumuna hangi oranda etki ettikleri yani müterafik (bölüşük) kusurlarının olup olmadığı belirlenerek bölüşük kusurun varlığı halinde kusur durumu da gözetilerek uygun indirimin yapılması gerektiği, açıklanan nedenlerle davalı eylemi ile ölüm olayı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı araştırılması bakımından konusunda Uzman Bilirkişiler’den Rapor alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

Mahkeme’ce; alınan 20.06.2016 tarihli Bilirkişi Raporu’nda; “Atın şiddetli sancı ve karın şişliği şikayeti ile Hastane’ye getirilmesinden sonraki 2-3 saat içinde ölmesi ve yapılan otopside sekum yırtığının tespit edilmesinin, söz konusu atta sancıyı oluşturan neden olan sekum bozukluğunun son aşamasında olduğunu, Hastane’ye getirilen sancılı ata uygulanan ilk medikal uygulamaların sancılı atlar için sancı sağaltımının başlangıcında yapılan rutin uygulamalar olduğu ve bu uygulamalarla ölüm arasında illiyet bağının bulunmadığı, bu aşamada yapılacak herhangi bir medikal ya da operatif müdahalenin hayat kurtarıcı olmayacağı, hastaya Hastane’ye getirildiği andan itibaren sancıya karşı yapılması gereken her türlü uygulamaların yapılmış olması ve ilaveten yapılabilecek hiçbir şeyin kalmamış olması nedeniyle hastanın hastalığın tabii seyri içinde Hastane’ye getirdikten sonraki 2-3 saat içinde öldüğü kanısına varıldığı” belirtilmiş, Mahkeme’ce de davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Oysa bozma öncesi alınan Bilirkişi Raporu’nda ise; “Ani hava değişimi, düzensiz beslenme, stres gibi faktörler nedeni ile atlarda karın bölgesi ağrı ve sancılarına oldukça sık rastlandığı ve bu durumda hasta atın beklenmeden en yakın veterinere götürülmesi ve tedaviye başlanması gerektiği aksi halde bağırsak içindeki gazın hızlı şekilde artarak mide bağırsak hastalıklarına karşı oldukça hassas olan bu hayvanların ani ölmesine sebep olacağı, at için kullanılan ilaçların uygun olduğu ve enjeksiyon uygulamasından sonra kanama olmasının hayati bir öneminin olmadığı, ancak davalının olay tarihinde görev yapan Veteriner Hekim ve teknisyenin hatalı uygulamalarından dolayı kusurlu olduğu” açıklanmıştır.

Bu durumda, bozmadan önce alınan Rapor ile bozma ilamından sonra alınan Rapor birbiriyle çelişmiş olup, bu rapora itibar edilerek hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; başka bir Üniversite’den konusunda Uzman Bilirkişi aracılığıyla yeniden inceleme ve araştırma yapılmalı, Raporlar arasındaki çelişki giderilmeli, tarafların raporlara yaptığı itirazlar karşılanmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu yönler göz ardı edilerek yetersiz Bilirkişi Raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 

VETERİNER HEKİMLİĞİ HK. KANUN’UN 11. MADDESİ

HAYVAN HASTANELERİ YÖNETMELİĞİ’NİN 15. MADDESİ

AYRICA BAKINIZ: HAYVAN HAKLARI KANUNU 7. MADDESİ

Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimleri Birliği İle Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun’un 11. Maddesi’nde; “Veteriner Hekim bulunan şehir, kasaba ve köylerde (Veteriner hekim) olmayanların her türlü hayvan hastalıklarını muayene ve tedavi etmeleri, hayvanlar üzerinde ameliyat yapmaları yasaktır”. Davalının işlettiği Hastane’de davacının atına ilk müdahalenin Veteriner Sağlık Teknisyeni tarafından yapıldığı akabinde de Veteriner’den aldığı talimatla ilaç uyguladığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

O halde Teknisyen tarafından ata bu şekilde bir müdahalede bulunma yetkisi bulunmadığından ve Hayvan Hastaneleri Yönetmeliği 15. Maddesi’ne göre, ruhsatlandırılan bir sağlık kuruluşunun 24 saat hizmet vereceği ve en az bir Veteriner Hekim’in gece nöbeti tutacağı ve nöbetçi hekime yardımcı sağlık hizmetleri personeli ile yardımcı personelin eşlik edeceği hükmü gözetildiğinde somut olay bakımından davalı tarafın kusurlu olduğunun Mahkeme’ce de kabulü doğrudur.

Ancak davalının kusurlu eylemi nedeni ile oluşan zararın tazminine karar verebilmek için, hukuka aykırı kusurlu bir eylem sonucu bir zararın doğması ve hukuka aykırı kusurlu eylem ile zarar arasında illiyet bağının olması gerekir. İlliyet bağının varlığı halinde zarar veren zararı gidermekle yükümlüdür. Ancak ödenmesi gereken zararın kapsamı belirlenirken, tarafların zararın oluşumuna hangi oranda etki ettikleri yani müterafik (bölüşük) kusurlarının olup olmadığı belirlenerek bölüşük kusurun varlığı halinde kusur durumu da gözetilerek uygun indirim yapılmalıdır.

Bu nedenle mahkemece aldırılan Bilirkişi Raporları’nda, davalı tarafça ata uygulanan müdahale ve tedavinin kurallara uygun olup olmadığı, uygulanan tedaviye rağmen ölüm olayının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ya da ölümün gerçekleşmemesi için başkaca tedavi yönteminin bulunup bulunmadığı hususlarında bir görüş bildirilmediği anlaşılmaktadır. Bu hali ile Bilirkişi Raporları’nın hükme esas alınarak sonuca varılması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle; Mahkeme’ce atın sancılanması ile Hastane’ye getirildiği sürenin de üzerinde durularak, konusunda Uzman Bilirkişi Kurulu’ndan taraf ve yargı denetimine açık ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak davalı eylemi ile ölüm olayı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkeme’ce yetersiz Bilirkişi Raporları ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.